YÖK Başkanvekili Prof. Dr. Ömer Demir, öğretim üyelerinin “puan sistemiyle” her yıl ek ödeme kazanmaları konusunda çalıştıklarını açıkladı. Puanlama sistemine gelen tepkiler, öğretim görevlilerinin piyasa koşullarına teslim edilmesi ve akademide olası “rekabet koşulu” üzerine yoğunlaşıyor.
soL (HABER MERKEZİ) Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) Başkanvekili Prof. Dr. Ömer Demir, yeni bir uygulamayla, öğretim üyelerini puan sistemine tabi tutacaklarını açıkladı. Demir , öğretim üyelerinin ders dışındaki akademik çalışmalarının puan sistemi ile ücret karşılığında “destekleneceğini”, bunun yüksek öğretimde yeni bir uygulama olduğunu ifade ederek, “Öğretim üyelerine ders dışındaki akademik faaliyetlerine göre puan verilecek ve her yıl bu puana göre ek ödeme alacaklar. Bunu öngören bir düzenleme yaptık ama henüz yasa metninin hangi unsurları içereceği konusunda çalışılacak” dedi.
Demir, yardımcı doçentliğe atanabilmek için, doktora yapılan üniversite dışındaki bir üniversitede çalışma zorunluluğu getireceklerini de açıkladı. Aynı hocalarla yüksek lisans, doktora ve öğretim üyeliği sürecinin farklı üniversitelerde yapılması gerektiğini belirtti.
Akademi yeniden yapılandırılırken piyasacılaşıyor
Üniversite Konseyleri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Burak Gürbüz, konuyla ilgili değerlendirmesinde, YÖK’ün kamu üniversitelerini yeniden yapılandırmaya soyunduğunu dile getirdi. Yapılandırma sürecinin iki ayağı olduğunu ifade eden Gürbüz, bunlardan ilkinin piyasanın ve rekabetin egemen olduğu, kamusal hizmet mantığının yerine öğretim üyeleri arasında toplu yarışmanın konulduğu piyasacı yaklaşım; ikincisinin ise Darwin yerine “takdir-i ilahi” diyenleri akademiye doldurmaya yönelik yapısal düzenlemelerin uygulamaya konulması olduğunu söyledi. Gürbüz, “Bunların somut uygulamaları da, öğretim üyelerine ders dışındaki faaliyetleri için puanlar verilip ek ödemeler yapılmasıyla, yardımcı doçentlerin doktorayı bitirdikleri bölümde çalışmalarının engellenip başka üniversitelerde görevlendirilmesi olacak” dedi.
Bilimsel çalışmalar meta, akademisyenler rakip olacak
Gürbüz, "bu iki uygulamanın üç sonucu olacaktır" diyerek, şu noktalar üzerinde durdu: "İlki, puan toplama telaşı içinde olan öğretim üyesi, daha fazla araştırma yapıp daha çok para kazanacaktır. Dolayısıyla bilimsel araştırma eşittir para olacaktır ve araştırma faaliyetleri ticari bir meta haline, kamu üniversitelerinde de dönüşmüş olacaktır. İkincisi, öğretim üyesi bu haliyle daha da toplumdan soyutlanıp, piyasa ile daha da fazla bütünleşecektir. Üçüncüsü, İslami kadrolaşmanın akademide hoş görülmesi sağlanacaktır.” Bir anlamda YÖK’ün, İslami kadrolaşmanın meşruiyetini akademik performans kriterleri ölçütüne indirgeyip, öğretim üyelerine söz bırakmamak istediğini söyleyen Gürbüz, ek ücret uygulamasının uyumlulaşmayı, kaynaşmayı, sersemleşmeyi pekiştireceğini ifade ederek, öğretim üyelerinin olası uygulama karşısında “daha çok para kazanacağız” düşüncesine kapılamamaları gerektiğine dikkat çekti.
0 yorum:
Yorum Gönder