İstanbul Üniversitesi Araştırma Görevlileri Temsilciler Kurulunun Duyurusu
İ.Ü. Rektörlüğü önünde İ.Ü. Araştırma Görevlileri İŞ GÜVENCESİ talebiyle “Çadır Nöbeti” başlattı. Lisansüstü öğrenim hakkını kullanırken YÖK (Yüksek Öğrenim Kurumu) Kanunu’nun 50/d maddesi kapsamında istihdam edilmekte olan araştırma görevlileri, YÖK Başkanlığı’nın üniversite rektörlüklerine baskısı nedeniyle iş güvencesi sorunu yaşamaktadır. İstanbul Üniversitesi’nde 700, Türkiye genelinde de 6 bin kadar araştırma görevlisi – iş güvencesi olmadan – “burslu öğrenci” statüsünde çalıştırılmakta ve doktora tezlerini verdikleri anda bu başarıları “YÖK usulü” ödüllendirilmekte (!) ve otomatik olarak işlerini kaybetmektedir. Bu nedenle, İstanbul Üniversiteli araştırma görevlileri, geçtiğimiz yıl 6 Kasım’da, rektörlük seçimlerinin olduğu 16 Aralık’ta ve yeni rektörün ilk göreve başladığı 19 Ocak 2009 tarihinde yaptığı basın açıklamasının yanı sıra “Biz kalıyoruz, YÖK gitsin!” sloganıyla 5 Mart 2009’da üniversitede sabahlayarak bu uygulamanın ilk mağdurları olan 13 araştırma görevlisinin işten atılmasını engellemiştir.
İş güvencesini ortadan kaldıran ve akademik başarıyı cezalandıran bu uygulamaya karşı sergilediğimiz ısrarlı tepki üzerine YÖK’ün 50/d maddesini araştırma görevlileri lehine yorumlayan İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü, 13 arkadaşımızı daimi kadroya geçirerek anlamlı bir adım atmıştır. Ancak bu atamalara tepki gösteren YÖK Başkanlığı, Kanun’daki “yönetmelikler rektör eliyle yürütülür” hükmünü çiğneyerek, araştırma görevlilerine iş güvencesi sağlayan İstanbul Üniversitesi’nden bu uygulamayı durdurmasını istemiş ve aksi takdirde tüm akademik kadroları donduracağını bildirmiştir. Üniversite özerkliğine saldırı niteliğindeki YÖK’ün bu tehdidi, sadece araştırma görevlilerinin sorunu değil, öğretim elemanıyla, araştırma görevlisiyle bütün üniversitelilere yöneliktir. Bu nedenle bizler, en son 17 Nisan 2009 tarihinde, Türkiye’deki diğer araştırma görevlileri ile birlikte, 5 ayrı ilde ve 13 üniversitede eş anlı yapılan basın açıklamasıyla YÖK’e karşı hep birlikte sesimizi yükselttik. Ardından Türkiye’nin dört bir tarafından gelen meslektaşlarımızla Eğitim-Sen’in çağrısıyla Ankara’ya YÖK önüne gittik. Şimdi de tüm 50/d’li araştırma görevlilerinin 33/a’ya geçişi için ÇADIR NÖBETİ başlatıyoruz.
Hafta içi her gün 12.00-14.00 arası "Bu Üniversitede iş Güvencesi Yoktur" çadırında akademik özgürlüğü ve üniversite özerkliğini BİZ KALIYORUZ YÖK GİTSİN! sloganıyla savunacağız. Araştırma görevlileri çadır nöbetinin ilk günü rektörlük personel bürosunda dilekçe kuyruğuna girdik ve kendi durumlarımız hakkında bilgi edinmek üzere dilekçelerimizi toplu halde rektörlüğe teslim ettik. Çadırı son 50/d’li araştırma görevlisi de kadroya geçene kadar kaldırmayacağımızı ilan ediyoruz! Her gün dilekçeler verilmeye, imza toplanmaya, çeşitli etkinliklerle, açık kürsü ile araştırma görevlileri olarak çadır alanını eylem alanına çevireceğiz. Her gün ayrı bir fakülte nöbetçi olacak ve kararlılıkla taleplerimizin arkasında olduğumuzu göstereceğiz. Bu nedenle, 13 arkadaşımızı iş güvencesine kavuşturarak isabetli bir karar alan İstanbul Üniversitesi Rektörünü ve tüm öğretim elemanlarını, YÖK’ün kadro dondurma tehdidine karşı durarak üniversite özerkliğine sahip çıkmaya davet ediyor ve 700 arkadaşımızın vakit yitirmeden 33/a geçirilmesini talep ediyoruz.
Daha ayrıntılı haberler için tıklayın
İ.Ü. Rektörlüğü önünde İ.Ü. Araştırma Görevlileri İŞ GÜVENCESİ talebiyle “Çadır Nöbeti” başlattı. Lisansüstü öğrenim hakkını kullanırken YÖK (Yüksek Öğrenim Kurumu) Kanunu’nun 50/d maddesi kapsamında istihdam edilmekte olan araştırma görevlileri, YÖK Başkanlığı’nın üniversite rektörlüklerine baskısı nedeniyle iş güvencesi sorunu yaşamaktadır. İstanbul Üniversitesi’nde 700, Türkiye genelinde de 6 bin kadar araştırma görevlisi – iş güvencesi olmadan – “burslu öğrenci” statüsünde çalıştırılmakta ve doktora tezlerini verdikleri anda bu başarıları “YÖK usulü” ödüllendirilmekte (!) ve otomatik olarak işlerini kaybetmektedir. Bu nedenle, İstanbul Üniversiteli araştırma görevlileri, geçtiğimiz yıl 6 Kasım’da, rektörlük seçimlerinin olduğu 16 Aralık’ta ve yeni rektörün ilk göreve başladığı 19 Ocak 2009 tarihinde yaptığı basın açıklamasının yanı sıra “Biz kalıyoruz, YÖK gitsin!” sloganıyla 5 Mart 2009’da üniversitede sabahlayarak bu uygulamanın ilk mağdurları olan 13 araştırma görevlisinin işten atılmasını engellemiştir.
İş güvencesini ortadan kaldıran ve akademik başarıyı cezalandıran bu uygulamaya karşı sergilediğimiz ısrarlı tepki üzerine YÖK’ün 50/d maddesini araştırma görevlileri lehine yorumlayan İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü, 13 arkadaşımızı daimi kadroya geçirerek anlamlı bir adım atmıştır. Ancak bu atamalara tepki gösteren YÖK Başkanlığı, Kanun’daki “yönetmelikler rektör eliyle yürütülür” hükmünü çiğneyerek, araştırma görevlilerine iş güvencesi sağlayan İstanbul Üniversitesi’nden bu uygulamayı durdurmasını istemiş ve aksi takdirde tüm akademik kadroları donduracağını bildirmiştir. Üniversite özerkliğine saldırı niteliğindeki YÖK’ün bu tehdidi, sadece araştırma görevlilerinin sorunu değil, öğretim elemanıyla, araştırma görevlisiyle bütün üniversitelilere yöneliktir. Bu nedenle bizler, en son 17 Nisan 2009 tarihinde, Türkiye’deki diğer araştırma görevlileri ile birlikte, 5 ayrı ilde ve 13 üniversitede eş anlı yapılan basın açıklamasıyla YÖK’e karşı hep birlikte sesimizi yükselttik. Ardından Türkiye’nin dört bir tarafından gelen meslektaşlarımızla Eğitim-Sen’in çağrısıyla Ankara’ya YÖK önüne gittik. Şimdi de tüm 50/d’li araştırma görevlilerinin 33/a’ya geçişi için ÇADIR NÖBETİ başlatıyoruz.
Hafta içi her gün 12.00-14.00 arası "Bu Üniversitede iş Güvencesi Yoktur" çadırında akademik özgürlüğü ve üniversite özerkliğini BİZ KALIYORUZ YÖK GİTSİN! sloganıyla savunacağız. Araştırma görevlileri çadır nöbetinin ilk günü rektörlük personel bürosunda dilekçe kuyruğuna girdik ve kendi durumlarımız hakkında bilgi edinmek üzere dilekçelerimizi toplu halde rektörlüğe teslim ettik. Çadırı son 50/d’li araştırma görevlisi de kadroya geçene kadar kaldırmayacağımızı ilan ediyoruz! Her gün dilekçeler verilmeye, imza toplanmaya, çeşitli etkinliklerle, açık kürsü ile araştırma görevlileri olarak çadır alanını eylem alanına çevireceğiz. Her gün ayrı bir fakülte nöbetçi olacak ve kararlılıkla taleplerimizin arkasında olduğumuzu göstereceğiz. Bu nedenle, 13 arkadaşımızı iş güvencesine kavuşturarak isabetli bir karar alan İstanbul Üniversitesi Rektörünü ve tüm öğretim elemanlarını, YÖK’ün kadro dondurma tehdidine karşı durarak üniversite özerkliğine sahip çıkmaya davet ediyor ve 700 arkadaşımızın vakit yitirmeden 33/a geçirilmesini talep ediyoruz.
Daha ayrıntılı haberler için tıklayın
ÇADIR NÖBET ÇİZELGESİ | ||
| Nöbetçi Fakülte | Kardeş Fakülte |
7 Mayıs Perşembe | İktisat | Edebiyat |
8 Mayıs Cuma | Eczacılık | Fen |
11 Mayıs Pazartesi | Veterinerlik | Hukuk |
12 Mayıs Salı | Edebiyat | İletişim |
13 Mayıs Çarşamba | HAYEF | Siyasal |
14 Mayıs Perşembe | İşletme | Ulaştırma-Lojistik Y.O |
15 Mayıs Cuma | Mühendislik | Fen |
18 Mayıs Pazartesi | Orman | Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi |
0 yorum:
Yorum Gönder