CHP Bartın Milletvekili Rıza Yalçınkaya Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevaplaması için Meclis’e verdiği soru önergesinde üniversitelerde görev yapan araştırma görevlilerinin problemlerinin çözülmesi herhangi bir çalışma yapılıyor mu? diye sordu.
Soru önergesi şöyle:
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA
Aşağıdaki sorularımın, Milli Eğitim Bakanı Sayın Nimet Çubukçu tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını dilerim.
M.Rıza YALÇINKAYA
CHP Bartın Milletvekili
Türkiye'de üniversitelerde görev yapan yaklaşık 33 bin “Araştırma Görevlisi” olduğu bilinmektedir. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 33 ve 50/d maddelerince belirlenen kadrolarda çalışan ve öğretim elemanı olan “Araştırma Görevlileri”, üniversitelerimizin olmazsa olmazıdır. Fikir üreten, bilimsel çalışmalar yapan, ders veren, Bölüm Başkanı ve/veya Dekan’ın vereceği görevleri yapan “Araştırma Görevlilerinin” maalesef görev tanımları belirsizliklerle doludur. Kadro garantileri olmadığı gibi maddi imkansızlıklar içerisindedirler. Bilim adına yorulması gereken beyinleri maalesef geçim kaygısıyla bitap düşmektedir. Dünyanın hiçbir yerinde Türkiye de olduğu gibi düşük maaşla çalıştırılan “Araştırma Görevlisi” bulunmamaktadı r. Maaşları 1,5 milyar TL’yi bile bulmamaktadır.
“Araştırma Görevlilerinin” en büyük sorunlarından biri de 50/d kadrosunda çalışırken tezlerinin bitiminde üniversite ile ilişkilerinin kesilmesidir. Maalesef Dr. unvanıyla işsiz kalmaktadırlar. Yine 50/d kadrosunda çalışırken 33/a kapsamında çalışabilmek için tekrar ALES ( Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı) puanı istenilmesi de anlaşılır değildir.
31.07.2008 tarih ve 26953 sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren “Öğretim Üyesi Dışındaki Öğretim Elemanı kadrolarına Naklen veya Açıktan Yapılacak Atamalarda Uygulanacak Merkezi Sınav ile Giriş Sınavlarına İlişkin Usul ve Esaslar hakkında Yönetmelik” ile de “Araştırma Görevlilerinin” atanmaları bu yönetmelik esaslarına bağlanmaya çalışılmıştır. Halbuki “Araştırma Görevlilerinin” atama yetkisinin Rektöre ait olduğuna dair Danıştay kararları da bulunmaktadır.
Bu nedenlerle;
1- Üniversitelerimizin olmazsa olmazı olan “Araştırma Görevlilerinin” gerek kadro durumlarının bir belirginlik kazanması, gerekse maddi imkanlarının, bir bilim insanına yakışır şekilde olması için, yeni çalışmalar, düzenlemeler yapılması düşünülmekte midir?
2- 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 50/d maddesi gereğince çalıştırılan “Araştırma Görevlileri” tezlerinin bitiminde Dr. unvanına sahip olmaktadır. Bu unvana sahip olan bu kişilerin görevlerine son verilmesi yerine 33/a kadrosuna veya uygun bir kadroya atanmalarının ülkemiz için daha faydalı olabileceği düşüncesiyle, görevlerine devam etmelerinin sağlanmasına yönelik kolaylıklar sağlanması daha doğru değil midir? Bu konuda YÖK tarafından yeni basit düzenlemeler yapılması düşünülmekte midir?
3- Bazı üniversitelerimizde 50/d kapsamında çalıştırılan “Araştırma Görevlilerinin” tezlerinin bitiminde görevlerine son verilmeyerek 33/a kadrosuna atanmaları kararlaştırılmış ve işlerine son verilmeyerek çalışmaları sağlanmıştır. Bu yöntem hakkında YÖK’ün olumlu ve olumsuz görüşleri nelerdir?
Soru önergesi şöyle:
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA
Aşağıdaki sorularımın, Milli Eğitim Bakanı Sayın Nimet Çubukçu tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını dilerim.
M.Rıza YALÇINKAYA
CHP Bartın Milletvekili
Türkiye'de üniversitelerde görev yapan yaklaşık 33 bin “Araştırma Görevlisi” olduğu bilinmektedir. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 33 ve 50/d maddelerince belirlenen kadrolarda çalışan ve öğretim elemanı olan “Araştırma Görevlileri”, üniversitelerimizin olmazsa olmazıdır. Fikir üreten, bilimsel çalışmalar yapan, ders veren, Bölüm Başkanı ve/veya Dekan’ın vereceği görevleri yapan “Araştırma Görevlilerinin” maalesef görev tanımları belirsizliklerle doludur. Kadro garantileri olmadığı gibi maddi imkansızlıklar içerisindedirler. Bilim adına yorulması gereken beyinleri maalesef geçim kaygısıyla bitap düşmektedir. Dünyanın hiçbir yerinde Türkiye de olduğu gibi düşük maaşla çalıştırılan “Araştırma Görevlisi” bulunmamaktadı r. Maaşları 1,5 milyar TL’yi bile bulmamaktadır.
“Araştırma Görevlilerinin” en büyük sorunlarından biri de 50/d kadrosunda çalışırken tezlerinin bitiminde üniversite ile ilişkilerinin kesilmesidir. Maalesef Dr. unvanıyla işsiz kalmaktadırlar. Yine 50/d kadrosunda çalışırken 33/a kapsamında çalışabilmek için tekrar ALES ( Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı) puanı istenilmesi de anlaşılır değildir.
31.07.2008 tarih ve 26953 sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren “Öğretim Üyesi Dışındaki Öğretim Elemanı kadrolarına Naklen veya Açıktan Yapılacak Atamalarda Uygulanacak Merkezi Sınav ile Giriş Sınavlarına İlişkin Usul ve Esaslar hakkında Yönetmelik” ile de “Araştırma Görevlilerinin” atanmaları bu yönetmelik esaslarına bağlanmaya çalışılmıştır. Halbuki “Araştırma Görevlilerinin” atama yetkisinin Rektöre ait olduğuna dair Danıştay kararları da bulunmaktadır.
Bu nedenlerle;
1- Üniversitelerimizin olmazsa olmazı olan “Araştırma Görevlilerinin” gerek kadro durumlarının bir belirginlik kazanması, gerekse maddi imkanlarının, bir bilim insanına yakışır şekilde olması için, yeni çalışmalar, düzenlemeler yapılması düşünülmekte midir?
2- 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 50/d maddesi gereğince çalıştırılan “Araştırma Görevlileri” tezlerinin bitiminde Dr. unvanına sahip olmaktadır. Bu unvana sahip olan bu kişilerin görevlerine son verilmesi yerine 33/a kadrosuna veya uygun bir kadroya atanmalarının ülkemiz için daha faydalı olabileceği düşüncesiyle, görevlerine devam etmelerinin sağlanmasına yönelik kolaylıklar sağlanması daha doğru değil midir? Bu konuda YÖK tarafından yeni basit düzenlemeler yapılması düşünülmekte midir?
3- Bazı üniversitelerimizde 50/d kapsamında çalıştırılan “Araştırma Görevlilerinin” tezlerinin bitiminde görevlerine son verilmeyerek 33/a kadrosuna atanmaları kararlaştırılmış ve işlerine son verilmeyerek çalışmaları sağlanmıştır. Bu yöntem hakkında YÖK’ün olumlu ve olumsuz görüşleri nelerdir?
0 yorum:
Yorum Gönder