Eğitim-Sen'in 31 Temmuz 2008 Tarihli Yönetmeliğe Karşı Açtığı Dava Tutanağı

DANIŞTAY BAŞKANLIĞINA
Yürütmenin durdurulması ve duruşma istemlidir.
DAVACI : Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (EĞİTİM SEN)
Cinnah cad. Willy Brandt sok. No.13 Çankaya, ANKARA
VEKİLİ : Av. Zühal ÇOLAK, Av. Necmiye BAŞEL, Av. Mehmet Rüştü TİRYAKİ
(Aynı adres)
DAVALI : Yüksek Öğretim Kurumu - ANKARA
KONUSU : Öğretim Üyesi Dışındaki Öğretim Elemanı Kadrolarına Naklen veya Açıktan Yapılacak Atamalarda Uygulanacak Merkezi Sınav ile Giriş Sınavlarına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 6’ıncı maddesinin 1.fıkrasının b bendi ile 7. maddesinin 1. fıkrasının b bendinin iptali ile yürütmenin durdurulması ve duruşma isteğimizin kabulü dileğidir.
SÜRE : Söz konusu düzenleyici işlem 31.07.2008 tarih ve 26953 sayılı Resmi Gazetede yayınlandığından, dava yasal süresi içerisindedir.
OLAY VE HUKUKSAL NEDENLER
Davalı Yüksek Öğretim Kurumu tarafından, 31.07.2008 tarih ve 26953 sayılı Resmi Gazete’de
bir Yönetmelik yayınlanmıştır. “Öğretim Üyesi Dışındaki Öğretim Elemanı Kadrolarına Naklen veya Açıktan Yapılacak Atamalarda Uygulanacak Merkezi Sınav ile Giriş Sınavlarına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” adını taşıyan bu Yönetmeliğin, usule, hukukun genel ilkelerine, idari gelenek ve uygulamalara aykırılık teşkil ettiğinden ve lisans eğitiminden hazırda mezun olmuş bulunan, ALES, ÜDS gibi sınavlara giren, yüksek lisans ve doktora eğitimi gören müstakbel akademik personel adaylarının hukuk devleti çerçevesinde eşitlik ve öngörülebilirlilik ilkelerine aykırılık temelinde mağduriyetlerine neden olunacağından, Yönetmeliğin aşağıda belirtilen hükümlerinin iptali için bu davanın açılması zorunlu olmuştur.
A - Yönetmeliğe dayanak olan kanun ve kanun hükmünde kararnameler
1-) Ekte sunmuş olduğumuz, Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) tarafından hazırlanmış bulunan Yönetmelik, Resmi Gazetede 31.07.2008 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Söz konusu yönetmeliğin 3. maddesinde göre, yönetmeliğin dayanaklarından birisi 04.11.1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 65’ inci maddesidir. Anılan yasa maddesine göre YÖK’ün yönetmelikle düzenleyebileceği hususlar, 13 bent halinde sınırlı sayıda (numerus clausus) belirtilmiştir. Sayılanlar arasında atamalara ilişkin düzenleme ise maddenin a fıkrasının 4. bendinde ortaya konulmuştur. Buna göre YÖK’ün atamalara ilişkin olarak yönetmelik düzenleme yetkisi, sadece “yardımcı doçentlik, doçentlik ve profesörlük kadroları” için söz konusudur. Başka bir deyişle, YÖK’ün 2547 sayılı yasanın 65’inci maddesine dayanarak, araştırma görevlisi kadrosuna “atama” usul ve esaslarına ilişkin bir yönetmelik düzenleme yetkisi bulunmamaktadır.
2-) Bunun yanında yönetmeliğin 3. maddesinde, yönetmeliğin dayanağı olarak ayrıca 02.09.1983 tarihli ve 78 sayılı “Yükseköğretim Kurumları Öğretim Elemanlarının Kadroları Hakkında Kanun Hükmünde Kararname”nin ek 8. maddesi dayanak gösterilmiştir.
Söz konusu Kanun Hükmünde Kararname’nin, anılan yönetmeliğe dayanak olduğu öne sürülen “merkezi sınav” başlıklı ek 8. maddesi de YÖK’e yine araştırma görevlilerinin “atanma usul ve esaslarına ilişkin” bir düzenleme yapma yetkisi vermemektedir. İlgili madde, öğretim görevlisi dışındaki öğretim elemanlarının atanmasına ilişkin bir düzenlemeyi bizzat kendisi getirmiştir: Buna göre atanma için gerekli olan koşul; “Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından yapılacak merkezî sınavda 100 puan üzerinden en az 70 puan almak ve bu sınavı müteakip yükseköğretim kurumlarınca yapılacak giriş sınavında başarılı olmaktır.” Bu düzenleme Anayasa’nın 130’unucu maddesinin 9. fıkrasına uygun görünmektedir.
Söz konusu maddeye 28.03.2007 tarihli, 5615 sayılı kanunun 30. maddesi ile getirilen ek cümleyle YÖK’e “Merkezî sınav ile giriş sınavlarının yapılması, sınavlara katılabilecekler ve diğer
hususlara ilişkin esas ve usullere dair bir yönetmelik” çıkartma yetkisi tanınmıştır. Belirtmek gerekir ki bu ifadede de YÖK’e araştırma görevlilerinin ‘atanmalarına ilişkin’ bir düzenleme yetkisi tanınmamıştır.
Yönetmeliğin 5. maddesi 78 sayılı KHK’nın ek 8. maddesinde ifade edilen sınavın Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitim Sınavı (ALES) olduğunu ifade etmiş ve KHK’ ya uygun olarak 100
üzerinden 70 puan alma koşulunu ortaya koymuştur. Bu yönetmelikle KHK’da ifade edilen sınavın, hâlihazırda birkaç yıldır yapılagelen ALES sınavı olacağı belirtilmiştir. Bu sınavın yılda kaç defa ve ne şekilde yapılacağı, puanların nasıl hesaplanacağına ilişkin esas ve usul kalemlerine ise yer verilmemiştir.
Yönetmeliğin 6’ıncı maddesi ise yukarıda değindiğimiz üzere atamaya ilişkin bir düzenleme yetkisi bulunmamasına rağmen atama ölçütleri getirmiştir. 6’ıncı maddenin 1. fıkrasının b bendi, araştırma görevlilerinin atanması için yukarıda düzenlenen merkezi sınav dışında kanunda veya kanun hükmünde kararnamede yer almayan ek sınav şartı öngörmüştür. Nitekim KPDS ve ÜDS olarak ifade edilen bu sınavlar merkezi sınav başlıklı beşinci maddede düzenlenmediği gibi, 78 sayılı KHK’nın merkezi sınav için öngördüğü 70 puan sınırının altında bir standartla tarif edilmiştir (50 puan) Hal böyleyken bu sınavların 78 sayılı KHK’da yer alan merkezi sınava karşılık gelmediği açıktır.
Başka bir deyişle Yüksek Öğretim Kurumu, dayanak gösterdiği kanun ve KHK maddelerinin ötesine geçmiş ve merkezi sınavın esas ve usulüne ilişkin düzenlemenin ötesinde atanmaya ilişkin ölçütler getirmiştir. Bunu yaparken de kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde karşılık bulmayan, yasal dayanağı bulunmayan ek şartları atanma ölçütü haline getirmiştir. Kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde yer almayan bir şartın yönetmelikle ortaya konması hukuka ve normlar hiyerarşisine aykırılık teşkil etmektedir.
Bunun yanında getirilen her yeni şartın çalışma hakkı açısından bir sınırlama olduğu dikkate alınırsa, bu sınırlamaların/şartların yönetmeliklerde, uygulama yönetmeliği unsurlarını aşarak kanundan daha ileri bir sınırlama getirmesinin hukuka uyarlığı olmadığı göze çarpmaktadır. Öğretim elemanı dışında kadroların belirlenmesine ve atanmasına ilişkin çeşitli düzenlemeler, sınav şartları getirilmesi mümkündür. Ancak bunların kanunda yer alanın ötesine geçerek düzenlenmesi normlar hiyerarşisini bertaraf etmektedir. Yasa 70 puan şartı getirerek bir merkezi sınavı öngörmüşken başkaca sınavların da bir şart haline getirilmesi yasanın yerine yönetmeliğin ikame edilmesi anlamına gelir. Yasa 70 puan şartı öngörülen merkezi sınava ilişkin usul ve esaslara dair düzenleme yetkisi yapma yetkisini YÖK’e tanımıştır. YÖK, yabancı dil şartı merkezi sınava dâhil etmemiş başkaca sınavları şart haline getirmiştir. Bilindiği gibi yönetmelikle, kanuna aykırı hükümler getirilmesi, kanunun emredici hükümlerinin daraltılması mümkün olmadığı gibi, kanunda düzenlenen koşullara ek koşullar getirilmesi de mümkün değildir. Bu husus idare hukukun temel prensiplerindendir.
YÖK’ün yayınladığı yönetmelik yetki unsuru bakımından hukuka aykırıdır.
B – Yönetmeliğin 7/1-b maddesi hukuka aykırıdır.
Araştırma görevlisi kadrosuna başvuru için yönetmeliğin 7’inci maddesinin 1. fıkrasının b
bendi, 100 tam not üzerinden en az 65; 4 tam not üzerinden en az 2.50 lisans not ortalaması koşulu getirmektedir.
Bu düzenleme iki açıdan hukuka uygun değildir. Şöyle ki;
a-) Eşitlik İlkesine aykırılık içermektedir.
Yönetmelikte yer alan şartların aynı hukuki durumda olan ve araştırma görevlisi kadrosuna başvurmak isteyen kişiler için aynı şekilde uygulanacağı açıktır. Bu haliyle 7/1-b maddesi Anayasa’nın 10. maddesinde yer alan eşitlik ilkesine görünüşte uygun görünmektedir. Ancak eşitlik ilkesi sadece teorik ve soyut bir ilke değil, fakat aynı zamanda somut, eylemsel ve pratik bir ilkedir. Devlet eşitlik ilkesinin hayata geçirilmesinde üstlendiği yükümlülükleri yerine getirirken bir takım düzenlemeler yapmanın yanı sıra eşit görünen ancak sonuçları itibariyle eşit olmayan bir muamele ile sonuçlanan düzenlemeleri de gözden geçirmek yükümlülüğü altındadır. Yasa önünde eşitlik ilkesi diğer şeylerin yanı sıra herkese aynı kurallara uygulanması ve aynı statüde olanların aynı işleme tabi tutulması anlamına gelmektedir. İdarenin takdir yetkisini sınırlayan ilkelerin başında eşitlik ilkesi gelmektedir
(Danıştay 8. Dairesi, 1985/735 E., 1987/88 K. ve 24.02.1987 tarihli karar). Yasa önünde eşitlik ilkesi davaya konu yönetmelik açısından, kamu hizmetine giriş bağlamında kamu görevlerine girmede eşitlik ilkesinin ihlalini de yasaklamaktadır.
Eşitlik ilkesi kapsamında somut olayda yapılacak bir değerlendirme de davaya konu yönetmelikte yer verilen başvuru şartlarının ayrıca göz önünde tutulması gerekmektedir. Başvuru için ön şart haline getirilmiş bulunan lisans not ortalaması belirlemesinde ülke çapında bir standart bulunmamaktadır. Ne yazık ki, Türkiye’de eğitim standardının tüm kentlerde eşit olduğundan bahsedilmesi mümkün değildir. Keza aynı kentin içinde dahi farklı üniversitelerde farklı eğitim düzeyi olduğu açıktır. Eğitimde olduğu gibi lisans notlarının belirlenmesine ilişkin ülke çapında bir standarttan söz edilmesi mümkün değildir Türkiye’de mevcut bulunan yaklaşık 120 üniversitenin lisans eğitiminde ortak bir puanlama sistemi bulunmamaktadır. Bu husus aynı üniversitenin farklı bölümleri açısından dahi geçerlidir.
Üniversiteler ve fakülteler arasında farklı değerlendirme yöntemleri ve not sistemleri kullanılmakta ve bunun sonucunda farklı sonuçlara ulaşılmaktadır. Örnek vermek gerekirse bazı
üniversiteler geçme notu olarak 100 üzerinden 50 notunu baraj olarak belirlerken bu durum diğer üniversitelerde 60 olarak belirlenebilmektedir. Benzer şekilde bazı üniversiteler kamuoyunda ‘çan eğrisi’ olarak da adlandırılan ağırlıklı not ortalaması sistemini kullanırken ve diğer öğrencilerin aldıkları notları da bir kişinin notunun belirlenmesinde etkili bir şekilde göz önünde tutmaktadır. Buna göre öğrencilerin not ortalamasını geçen öğrenci başarılı sayılırken, kimi üniversitelerde ders geçme notu olarak öngörülen puana ulaşmış olan öğrenci başarılı sayılmaktadır. Diğerler üniversiteler ve fakülteler ise bu şekilde bir yönteme başvurmaksızın doğrudan kişinin notunu değerlendirmekte ve diğer öğrencilerin aldıkları notları göz önüne almamaktadır.
Bu husus öğretim üye ve elemanların not verme ölçütlerinde de değişikliğe neden olmaktadır.
4’lük sistem olarak ifade edilen sistem de dahi kimi üniversitelerde 100’lük sisteme karşılık gelen puan farklı iken bir diğer üniversitede bu farklı bir hesap ile yapılmaktadır. Hukuk, mühendislik gibi kimi bölümlerde not ortalamalarının düşük olduğu bilinen bir gerçektir. Bu bölümlerde kimi bölümlere döneminin ilk yüzünde olmasına rağmen başvuramayacaklar olacağı gibi, 70 not ortalaması ile mezun olunan bir başka bölümden bölümün sonuncusu olan bir başka kişi başvuruda bulunabilecek, sınanma ve mülakata alınma hakkını elde edecektir. Bu durumun eşitlik ilkesine görünüşte aykırı olmasa dahi sonuçları itibariyle aykırı olduğu açıktır.
b-) Belirlilik ve öngörülebilirlik ilkelerine aykırıdır.
Anayasamızın 2. maddesinde de ifade edildiği üzere Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir.
Hukuk devletinde hukuki güvenlik kaçınılmazdır. Bu ilke, idari işlemlerin geriye yürümezliği, belirlilik, öngörülebilirlik, eşitlik gibi birbirinden ayrılamayan ilkelerle çevrilmiştir. Söz konusu düzenleme yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce lisans mezunu olmuş kişiler açısından hakkaniyete aykırı bir durum yaratmaktadır ve BELİRLİLİK VE ÖNGÖRÜLEBİLİRLİK ilkesini zedelemektedir.
KHK’nın getirmiş olduğu merkezi sınav ve getirilen puan koşulu açık ki ileriye dönük olarakdüzenlenmiştir. Buna göre araştırma görevlisi kadrosuna başvurmak isteyen bir aday yasanın yürürlüğe giriş tarihinden sonraki süreçte öngörülen koşulu yerine getirmek zorundadır ve yönetmelikle öngörülen ALES sınavından 70 puan almak durumundadır. Söz konusu sınav belirli aralıklarla yapılmaktadır ve yapılacaktır.
Her adayın söz konusu koşulu yerine getirinceye kadar söz konusu sınava girme imkânı bulunmaktadır. Keza -yukarıdaki itirazlarımız saklı kalmak şartıyla- yönetmelikle getirilmiş bulunan diğer şart olan ÜDS ve KPDS sınavları ve bu sınavlardan alınması öngörülen 50 puan limiti için dahi benzer bir durumdan bahsedilebilir.
Ancak benzer durum yönetmeliğin 7/1-b maddesi için söz konusu olamamaktadır.
Yönetmelikle getirilen mevcut sınırlama/şart geriye yönelik bir olguya dayanmaktadır. Yönetmeliğin yürürlük tarihine kadar ki süreçte lisans öğrencisi olanlar açısından bu koşullar öngörülebilir olamamıştır. Nitekim 2006,2007 ve 2008 ALES sınavlarına başvuruda adaylara sınav giriş amaçları sorulmuş ve adaylara seçenek olarak iki çık takdim edilmiştir. Bunlar a-) Akademik kadrolar için b-) Yüksek lisans, doktora eğitimi için şıklarıdır. Halen geçerli olan 2006 Güz,2007 Bahar ve Güz, 2008 Bahar sınavlarına giren adaylar mevcut yönetmeliğe göre başvuruda bulunmuş, büyük bir kısmı akademik kadrolara girmek için bu sınava girdiğini başvuru formunda işaretlemiş ve bu çerçevede sınava girmişlerdir. Buna göre lisans eğitiminden mezun olunduktan sonra ALES, ÜDS, KPDS gibi sınavlar için muhtelif kurslara maddi ve manevi emek harcanmış, kimi adaylar yurt dışında dil eğitimi almıştır. Keza bir dizi aday araştırma görevlisi olabilmek için yüksek lisans ve doktora programlarına başvurusunda bulunmuş, bu programlara da aynı şekilde maddi ve manevi emek harcanmış, bir dizi araştırma veya eğitim projeleri içinde yer almış, tezler ve makaleler yazmıştır. Keza yüksek lisans ve doktora eğitimi görenler açısından lisans sonrası yeni not ortalamaları oluşmuştur. Yönetmeliğin 7/1-b maddesi, girilmiş olan sınavlar, harcanmış olan maddi ve manevi emeği bertaraf etmektedir. Bu durumda her ne kadar yönetmelik maddesinde amaç açısından kamu yararı düşünülse de geçici/ek madde ile bu durumda olanların dikkate alınmaması KAMU YARARINI yaralamaktadır. Lisans döneminde öngörülmeyen, hâlihazırda ALES, ÜDS, KPDS sınavlarına kıyasla değiştirilemez ve sabit olan lisans ortalamasının mülakatlara başvuru için bir ön şart haline getirilmesi mezun olup yüksek lisans, doktora programlarına başlamış ve o zamanki mevcut düzenlemeye göre araştırma görevlisi olmaya yönelmiş yurttaşlar açısından özellikle hakkaniyete aykırıdır.
Bunun yanında öngörülebiliğe ek olarak, Yönetmeliğin yürürlüğe giriş tarihinden önce mezun olmuş bulunan adaylar açısından, idarece değiştirilen ve yükseltilen ALES, ÜDS, KPDS sınavları,
değiştirilebilir ve yükseltilebilirken, idarece değiştirilen ve yükseltilebilen lisans ortalaması şartı, mezun olmuşlar açısından değiştirilebilir ve/veya yükseltilebilir değildir. Bu hususun da dikkate alınması lazım gelmektedir.
Doktora düzeyinde eğitim gören ve yıllardır akademi ile içli dışlı olan ve ekonomik açıdan zorlanan bir dizi adayı, doktora sonrasına kadar işsiz bırakma ihtimali vardır. Keza yüksek lisansı
programları veya doktora programlarını bitirmiş olan adayların dahi bu programlardaki ortalamalarının, tezlerinin ve çalışmalarının dahi dikkate alınmıyor oluşu da objektif bir değerlendirmeden uzak bir düzenlemenin getirildiğinin göstergesidir.
Konu ile ilgili bir örnek vermek gerekirse, ÖSYM tarafından yapılan ÖSS sınavına ilişkin değişiklikler dahi hali hazırda öğrenci olanlara uygulanmamaktadır. ÖSS sınavına giriş için bir not
ortalaması şart bulunmamasına rağmen olası her türlü değişiklikte ilgili düzenlemede hali hazırda
eğitime devam edenler açısından uygulanmayacağına dair ek maddeler idari pratiğin teamülüdür. Ancak böyle bir geçici ek madde düzenleme yapılmadığı ve kamu yararının ihlal edildiği açıktır. Açık ki bütün devlet işlemlerinde olduğu gibi yönetmeliğin çıkartılmasında amaç kamu yararınınsağlanmasıdır. Belirttiğimiz durum ise bu ilkeye aykırılık teşkil etmektedir.
Bunların ötesinde öngörülme ölçütünün yanında, yönetmeliğin maddesi ile lisans ortalaması
hali hazırda dikkate alınacağı ifade edilmektedir. Dolayısıyla lisans not ortalaması düşük olan
adaylarının bu husustan zaten etkileneceği açıktır. Lisans mezuniyetinden sonra yapılan çalışmaları ve gelişimi görmezlikten gelen bu düzenlemenin, adaya ÜDS, ALES; KPDS gibi sınavlarla bu açığı kapatma imkânı verilmemekte ve adayı lisans ortalamasına mahkûm etmektedir. İdare belirli yüzdelerle merkezi sınavlar ve mülakat sonucu değerlendirmeler yapılacağını ifade etse de hâlihazırda not ortalaması 7/1-b maddesinde öngörülen şartların altında olan lisans ve doktora eğitimi alanlara sınanma ve mülakat edilme hakkı tanımamaktadır.
Örneklemek gerekirse anılan sınavlardan çok yüksek notlar almış, yurt dışında lisansüstü eğitim görmüş, makale ve kitaplar yazmış olan bireye araştırma görevlisi olma kapısı, belirli bir standart olmaksızın belirlenmiş lisans not ortalaması ile tamamen kapatmaktadır. Bu durum benzer şekilde bugün lise son sınıfta veya liseden mezun olanlara üniversite sınavına girebilmek için belirli bir not ortalaması şartı getirilmesine benzemektedir. Hâlihazırda Milli Eğitim Bakanlığı bu gibi hallerde yaptığı en küçük düzenlemede dahi ileriye dönük tasarruflarda bulunmakta ve bu hususu ek madde ile desteklemektedir. Böyle bir düzenlemenin yapılmaması açıkça hukuka aykırıdır. İdare hukuku bir yanıyla kamu yönetimi alanındaki “idari gelenekler” ve “idari uygulamaları” da içermektedir. Hukukun genel ilkeleriyle paralel olmak şartıyla uzun süreden beri uygulanan, toplumda uygulanması zorunlu olduğu konusundaki bir inancın yerleştiği pratikler dikkate alınması gerekmektedir. Anılan yönetmelik maddesi gibi idari tasarruflarda ek/geçici bir madde ile mağduriyetin önlenmesi de bu anlamda, hukukun genel ilkeleriyle paralel bir idari gelenek ve uygulamadır. Ancak yönetmelikte bir ek maddenin bulunmaması bu hususu göz ardı etmektedir.
İptali istenen not ortalaması şartı, lisans eğitimi sırasında belirlilik ve öngörülebilirlilikten yoksun bulunmaktadır ve bu durum Anayasanın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti ilkesine aykırıdır. Çünkü hukuk devleti belirliliği ve öngörülebilirliliği dolayısıyla hukuk güvenliğini gerçekleştirmeyi amaçlayan bir devlet anlamına gelmektedir.
c-) İdari işlemlerin geriye yürümezliği ilkesine aykırıdır.
Toplumda hukuki güvencenin sağlanması ve zaman içinde yetki kavramının ihlal edilmemesi için, idari işlemlerin niteliği gereği geçmişe yönelik etkileri olumsuz olabilmektedir. Bu sebeple idari işlemlerin yürürlüğe girdiği tarihten önceki zaman içinde hukuki sonuçlarını doğurmasını önlemek amacıyla yönetsel işlemlerin geriye yürümezliği ilkesi geliştirilmiştir. Davaya konu yönetmeliğin 7/1-b maddesinde yer alan şart geçmişe yönelik olumsuz etkileri olan ve artık değiştirilmesi mümkün olmayan bir şarttır ve bu anlamda da idari işlemlerin geriye yürümezliği ilkesinin ihlali niteliğindedir.
C – Yürütmenin durdurulması istemimizin nedenleri:
Araştırma görevlisi kadrosuna uzun zamandan beri geniş ölçüde atama yapılmamaktadır.
Davaya konu yönetmelik ile Yüksek Öğretim Kurulu tarafından önümüzdeki birkaç ay içinde, gerçekleştirilecek yüksek sayıda atama yapılacağı açıktır. 2006, 2007, 2008 ALES, ÜDS, KPDS sınavlarına girmiş, yüksek lisans ve doktora eğitimine başlamış, lisans eğitiminden hâlihazırda mezun olmuş adaylar açısından yukarıda belirttiklerimiz göz önünde tutulduğunda, atanacak kişiler bakımından geriye dönemezlik, yönetmelik hükümleri dolayısıyla mağdur olacak kişilerin doğacak maddi ve manevi kayıpları, ortaya çıkacak olası hukuki sorunlar ve devlet bütçesi için doğabilecek olası yük göz önünde tutulduğunda yönetmeliğin 6/1-b ve 7/1-b maddesinin yürürlüğünün durdurulması gerekmektedir.
Sonuç ve İstem : Yukarıda belirttiğimiz hususlar dikkate alınarak, 31.07.2008 tarih ve 26953 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanıp yürürlüğe giren Öğretim Üyesi Dışındaki Öğretim Elemanı Kadrolarına Naklen veya Açıktan Yapılacak Atamalarda Uygulanacak Merkezi Sınav ile Giriş Sınavlarına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 6’ıncı maddesinin 1.fıkrasının b bendi ile 7. maddesinin 1. fıkrasının b bendinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması, yargılamanın duruşmalı yapılması, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı idareye yükletilmesini saygılarımızla dileriz.
28.8.2008
Av. Zühal ÇOLAK – Av. Necmiye BAŞEL
Av. Mehmet Rüştü Tiryaki

3 yorum:

Unknown dedi ki...

Bu konu hakkındaki son gelişmeler nedir acaba? Lisans ortalamasının 2,50 olma şartı kaldırıldımı?

Adsız dedi ki...

kesinlikle katılıyorum avukatlarımızdan cıkan yonetmelıkle ılgılı olarak alanda 70 alma gıbı bır zorunlulugun kalkıp kalkmadıgı ıfadesını yorumlayamıyoruz ızah ederlerse cok sevınırım

Adsız dedi ki...

15 nisan 2010 tarıhınde yayınlanan kararla

Yorum Gönder