Al sana açılım! al sana akademik özgürlük!

Radikal 08.10.2009

Erdoğan ve Gül'ün yeni akademik yıl nedeniyle 'tartışın' mesajı verdiği Yıldız Teknik Üniversitesi, Kürt sorununa ilişkin görüşlerini açıklayan Göral'ı hak ettiği kadroya atamadı

UMAY AKTAŞ SALMAN

İSTANBUL - Başbakan Tayyip Erdoğan’la Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yeni akademik yılın başlaması nedeniyle düzenlenen törende ‘ifade özgürlüğü’ne vurgu yaparak ‘tartışın’ mesajı verdiği Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ), Kürt sorununun ele alındığı bir televizyon programına katılan sözleşmeli öğretim görevlisi Özgür Sevgi Göral’ı görüşlerinden ötürü, hak ettiği atamaya ‘layık’ bulmadı. Ataması, ‘öğrencilere Atatürk milliyetçiliğine bağlı hizmet bilinci, milli birlik ve beraberliği kuvvetlendirici irade gücü kazandırmayacağı’ gerekçesiyle yapılmayan Göral, o programda “Kürt sorunu ciddi bir ezilmişliğin sonucudur. Polisler tarafından Kızıltepe’de öldürülen 12 yaşındaki Uğur Kaymaz da bu ülkenin eşit yurttaşıdır” demişti.
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olan Göral, yüksek lisansını Boğaziçi Üniversitesi Atatürk İlkeleri Enstitüsü’nde tamamladı ve burada araştırma görevlisi oldu. Daha sonra Paris’teki Ecole des Hautes Etudes en Sciences Sociales’de (EHESS) tarih doktorasına başladı. İki yıl sonra Türkiye’ye döndü ve 2006 yılında YTÜ Fen Edebiyat Fakültesi’ndeki İnsan ve Toplum Bilimleri Bölümü’nde sözleşmeli olarak ders vermeye başladı.

CHP’li Öymeni’i eleştirdi
Geçen ekimde okulda öğretim üyesi kadrosu açıldı. Göral, 13 Kasım 2008’deki sınavı geçti ve atanmaya hak kazandı. Ancak akademik hayatı sekiz gün sonra, bir özel TV’de Kürt sorununun tartışıldığı programa katılınca altüst oldu. Programın konukları arasında yer alan CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen’le tartışan Göral, şunları anlattı:
“Öymen, Kürt sorununun dış mihraklarca yaratıldığını söyledi. Ben bunların eski düşünceler olduğunu, hiçbir dış mihrakın, ortada bir sorun olmadan sorun çıkaramayacağını söyledim. Ciddi bir ezilmişliğin sonucu olarak Kürt sorunun çıktığını belirttim. Öymen, programda DTP’li Hasip Kaplan’a ‘PKK’yı terör örgütü olarak kabul ediyor musunuz, etmiyor musunuz’ diye sıkıştırıyordu. Ben de DTP’nin 3 milyon oyu terörist demediği için aldığını, artık bunun üzerinden konuşmak gerektiğini söyledim. Toplumsal mesele olarak kabul edip, sebeplerini konuşmak gerektiğini söyledim. Kızıltepe’de öldürülen 12 yaşındaki Uğur Kaymaz’ın da bu ülkenin eşit yurttaşı olduğunu anlattım.”
Programdan sonra, bir üniversite yönetisi arayıp hakkında İstanbul Emniyeti’nden dosya geldiğini söyledi. Daha sonra da ataması yapılmadı. Bunun üzerine Göral, 30 Mart 2009’da üniversite yönetimine bir dilekçe verdi. Dilekçesine yanıt gelmeyince geçen temmuzda İstanbul 10. İdare Mahkemesi’ne yürütmeyi durdurma talebiyle dava açtı.
YTÜ mahkemeye gönderdiği savunmada Göral’ın ‘o programdaki beyanları nedeniyle ders anlatamayacağını ve kadroya layık olmadığı’nı öne sürdü. Üniversite bu savunmasını 687 sayılı Devlet Memurları Kanunu’yla 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu’na dayandırıyordu.
YTÜ, 687 sayılı kanunun “Devlet memurları hiçbir şekilde siyasi ve ideolojik amaçlı beyanda ve eylemde bulunamaz ve bu eylemlere katılamazlar” dediğini anımsatırken Yükseköğretim Kanu’nun 4. maddesinin ‘yükseköğretimin amacı öğrencilere Atatürk inkılapları ve ilkeleri doğrultusunda Atatürk milliyetçiliğine bağlı hizmet bilinciyle milli birlik ve beraberliği kuvvetlendirici ruh ve irade gücü kazandırmaktır’ hükmünü içerdiğini belirtti.
Üniversite ayrıca ‘sınava giren diğer üç adayın beceri ve yeteneklerinin yeteri kadar iyi değerlendirilmediği ve sınav komisyonunun subjektif karar verdiği’ yönündeki tespit nedeniyle de Göral’ın atamasının yapılmadığını belirtiyordu.
Göral’ın yürütmeyi durdurma talebini mahkeme reddetti. Avukatı aracılğıyla karara itiraz eden Göral, buradan da bir sonuç alamazsa konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyacağını söyledi.

Gül ve Erdoğan’dan özgürlükçü mesajlar

Özgür Sevgi Göral’ın düşüncelerini açıkladığı için kadrosunun engellendiği Yıldız Teknik Üniversitesi’nde (YTÜ) yeni akademik yılın başlaması nedeniyle dün tören vardı. Törene katılan Başbakan Tayyip Erdoğan, düşünce ifade özgürlüğüne vurgu yaptı: “Farklı düşünceler zenginliktir. Bunlar tartışılarak, çatıştırılarak, müzakere edilerek ‘hakikat güneşi’ bulunur. Tek sesliliği, tek renkliliği, tek tipi dayatanların, ülkemize de insanımıza da eğitim kalitemize de ne kadar büyük zarar verdiklerini ne yazık ki gördük. Tam tersine biz diyoruz ki ‘bu ülkenin her bir vatandaşı birinci sınıf vatandaştır. Rengi ne olursa olsun, düşüncesi ne olursa olsun birinci sınıftır’”.
Yeni akademik yılın başlaması nedeniyle YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek’e bir mesajı gönderen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de üniversitelerin yeni fikirlerin yeşermesine ve tartışılmasına imkân sağlamasının büyük önem taşıdığını kaydetti. Cumhubaşkanı Gül mesajında şunları söyledi:
“Toplumdan kopuk, gelişmelerden uzak bir üniversitenin işlevlerini yerine getirmesi mümkün değildir. Ülke meseleleri konusunda fikir ve çözüm üretmek de üniversitelerin görevleri arasında yer almaktadır. Ancak üniversitelerin bunu yaparken siyasallaşmamaları büyük önem taşımaktadır.”

Üniversiteler demokratik açılıma kapalı

Türkiye ‘demokratik açılım’ı tartışır, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan her fırsatta herkesin fikrini söylemesi gerektiğini belirtirken, üniversitelerde aksi yaşanıyor. Özgür Sevgi Göral’ın başına gelenler tek örnek değil. Marmara Üniversitesi (MÜ) AB Enstitüsü’nde ‘Çoğunluk İktidarı ve Azınlık Hakları Direnişi: Türkiye’de Kürtçe Dil Hakları’ konulu doktora tezi hazırlayan akademisyen Nesrin Uçarlar geçen temmuzda üniversite yönetimince bölücülükle suçlandı ve seviye durdurma cezası verildi. YÖK, cezasının kaldırılmasını istediyse de sonuç değişmedi. Uçurlar’ın çilesi bununla da bitmedi tez danışmanı Prof. Dr. Günay Göksu Özdoğan tarafından tezini anlatması için çağrıldığı MÜ Haluk Ulman Salonu’ndaki konferansta, polis de hazır bulundu.

‘Resmi tezli’ yurtdışı bursu
Yine MÜ’de, geçen yıl yurtdışına burslu gitme koşulu olarak öğrencilere, dış politika konularında ‘devlet tezleri kursu’ dayatılmıştı. Dört günlük eğitimde, yurtdışına gidecek 150 öğrenciye Pontus, Kürt, Ermeni ve Kıbrıs sorunlarına ilişkin resmi tezleri anlatılmıştı. Eğitimlere katılmayanların yurtdışına gidemeyecekleri bildirilmişti.
Gazi Üniversitesi Rektörü Rıza Ayhan da önceki gün üniversitenin akademik yılı açılışında yaptığı konuşmada Kürtçe eğitim ve öğretime karşı çıkarak, “Anayasamızın amir hükümlerine rağmen bazıları üniversitelerde anadilde eğitim ve öğretimden bahsetmekte ve bunu demokrasinin vazgeçilmez unsuru olarak olarak değerlendirmekte” demişti.

0 yorum:

Yorum Gönder